Tuesday 8 July 2014

ne kadar da kolaymis gercekleri otelemek. bir telefon konusmasi bana uc gun katti. bakalim bu onumuzdeki uc gunde, gecmisteki uc gune nasil bir fark atabilecegim, diye dusundu. bol bol sigara ve kahve tuketerek ve hayaller kurarak mi? en ufak bir umudun kalmadigi bir senenin sonunda kendini hayal kurmaya zorluyor. cunku eger bunu da basaramazsa olecegini biliyor. olmek istemiyor. karsisina gecip anlatmak istiyor. o kadar da cok anlatmak istemiyor aslinda. biraz. o da anlatsin, istiyor. istediklerinden utaniyor. istememeyi o kadar aci bir sekilde ogrettiler ki hepsini bulup kursuna dizebilir. gozlerinin yasina bakmadan. yasamak biraz da istemek cunku.

Monday 7 July 2014

bir insan birden bire kendine
durduk yerde sorar mı hiç
ben nerede yanlış yaptım?

karşındaki doğruluğun timsali mi
öylece durduğun yerde kalakaldın

hayvanlarda ego yok diyorlar
hiç olmazsa onlar için sevinebiliriz

Sunday 6 July 2014

"i am sorry, i am sorry that i have the glory." demis maya angelou. aslinda herkeste olan glory'den bahsetmis.

bazi insanlar cok guzel biriktiriyor.
herkesin biriktirme suresi degisiyor.
umarim biriktirdiklerimizi ortaliga serpmeden olmeyiz.

ilk siirinizi ne zaman yazdiniz?

annem fasulyeyi geceden islamam gerektigini soylediginde.

modern kölenin dramı

eskiden buralar hep tebeşir tozuymuş
biraz da Sami Baydar

sonra deprem yönetmeliği çıktı
kendi kendine çökemedi beton bloklar

yanılıyorsunuz benjamin efendi
çoktandır beklenmiyoruz

kör bıçaklar ellerimizde
dünyanın midesini deşiyoruz

selam söyle angelus trevor paglen'e
tarihi benden önce uzaya fırlattı
sağolsun

ben üşenmelere doyamıyorum
ama sen de hep üzülüyorsun
bu pencere bende olsa
şair olurdum
gün boyu geçen gemilerle
helalleşir dururdum

(helal-i hoş üç beş sarhoş)

en başta
dilimi yakan o ilk kahveyi unuturdum
kafamı kıran çerçeveleri de
ve ilk güzel resmimin çalıntı olduğunu iddia eden
röfleli-fönlü fulya öğretmeni

en çok atatürk'ü unuturdum
sonra allah'ı
amca, baba, bir saniyeliğine olsa da
kızmayınız bana
en büyük kim tartışması
çoktan geçti memleketin
mi acaba?

(muhabbet-i boş derbeder, sen de coş)

HEP BİR AĞIZDAN HAYKIRDILAR
KAPTANLAR ELLERİNİ KALDIRDI

çünkü en büyük OLAN gemiler
musa efendi suyu ikiye yarmış
aman da ne büyük haber

Thursday 3 July 2014

veda

hic aklina gelmedi, degil mi?
seni ne cok sevebilecegim
gorunenin tam tersiyim, orasi net
veda etmeden cekip gidislerimin
dengesizliklerle iliskisini kurmaklar kolay
bu kadar basit calisiyor iste davranis bilimi
halbuki sen orada sarki soylerken
ve ben coktan  merhabami cakmisken sana
hoscakal dersem boynum kirilir
elveda

Wednesday 2 July 2014

kağıdın tadı ve bir intihar girişimi

--> Her şey böyle başlar

Lezzeti kendinden keskin bir A4
saman kağıdı değil
kuşe kadar ağır hiç değil
lüzumsuz bütün magazinlerini yedim
anavatanın
yaş 4, kilo 14 değil

ben muhakkak iştahıma engel olmalıyım
onlar değil
hepsini yedim diyorum
esquire'ı, cosmopolitan'ı, tempo'yu
doyamadım
mürekkep sıçtım 4 yaşımda
ölmedim

--> böyle devam eder

kuaförler salonları da yasaklanınca
ilkay abi'nin kütüphanesini kemirdim
midemi yıkmaya kalktılar
durun, bu kız deli değil

ahmet samca'nınki çok lezizdi
utandım 
yemedim yanında yattım
baktılar, bu kadın akıllı değil

--> böyle bitecek değil

aslını yemek yasaktır dedi bir ukala
bilgi kırtasiyeye dadandım
radyasyon ciğerlerimi sardı
sustular, bu kadın kanser değil