Thursday 30 November 2017

babaannemsizlik. kelimelerle anlatılmayacak bir his. sadece renklerle anlatılabilir onun yokluğu. artık her şeyi eskisinden daha mavi görüyorum. 
geçtiğimiz pazar sabahı, bir yıldır süren kanser bütün bedenini işgal etti. geçtiğimiz yıl yine kanserden ölen amcamın ardından tek dileği ölmekti. amcamın cenazesinde babaannemin kırmızısı ve turuncusu gitti. monokrom tonlar hakim oldu ellerine. birkaç ay sonra, insanın her şeye alıştığını söyledi. aslında yalan söylüyordu. dedemi bundan 17 yıl önce kaybetmişti. o zaman bile bu kadar mutsuz kalmamıştı. son bir yılda tek isteği ölmekti. bunu hiç çekinmeden dile getiriyordu. son bir haftada ise kanser hücreleri beynine sıçradığında ölümle ilgili herhangi bir düşünceye sahip değildi.bütün anıları karıştı. geçmişe gitti. hafızası gidip gelirken bizi de yavaş yavaş unuttu. doktorlar hiçbir şey yapamayacaklarını, onu eve götürmemizin daha iyi olacağını söylediler. son üç gün nefes dışında hiçbir fonksiyonu kalmamıştı. yengem, ölen amcamın eşi, bakıyordu ona. ev, onlarca insanın ölmekte olan birini ziyaret ettiği bir mezara dönüştü. cumartesi halam mesaj attı. günlerdir attığı "babaannen ölüyor, gel" mesajlarının sonuncusu olacaktı bu mesaj. eve gittim. biri, iphone'undan yasin açmıştı. yaşlılar dualar ederken, babaannemin nefesi gittikçe yavaşlıyordu. bedeni bitmişti. bir bedenin gözler önünde erimesi böyle bir şey olsa gerek diye düşündüm. gece karın ağrıları içerisinde bölük pörçük uykularla yer yatağında yuvarlandım. sabah 7:30'da karın ağrımın şiddeti yükseldi. babaannemin odasına girdim. yüzüne bakamadım. kendimi sokağa attım. yarım saat geçmeden halam aradı ve babaannemin öldüğünü söyledi. altıntepe sokaklarında kayboldum. bir daha o eve dönemedim. uçağa atlayıp ardeşen'e gittim. babam ve kardeşim çoktan gitmişti. babaannem ertesi gün gelecekti. o gece nasıl geçti bilmiyorum. annem, 10 gün önce kaybettiğimiz dedemin yasını tutuyordu. dedem, aort damarının yırtılması sonucunda ani bir şekilde ölmüştü. bunca ölüm üst üste nasıl gelebilirdi. son bir ay içerisinde iki cenaze, hastalık, kalp çarpıntısı, sinir harbi, iş, güç derken sanki yaşamıyordum. ertesi gün babaannemi gömdük. kocasının ve oğlunun yanına. bir devir kapandı. siyat, babaannemin gelin gittiği, beş çocuk doğurduğu yemyeşil köy de solmuştu. küçücük bedenini hızlıca toprağa koydular. gözümden akan yaşlar da maviydi. acılarından kurtuldu. canı çok acıyordu. başka türlü nasıl telkin edebilirdik ki birbirimizi. beni büyüten kadın, sevgi dolu, kucağına kıvrılıp saçımı okşamasını isterdim. şimdi ofisteyim. hayatım hangi noktada bilmiyorum. bu hayatla ne yapabilirim en ufak bir fikrim yok. 

Tuesday 26 September 2017

uykusuzluk cok garip bir durum, eskiden uzuntuden uyumazdim, simdi hicbir nedenim yok, sadece kocaman bir uykusuzlugum var.

ustelik butun kosullari varken: yorgunluk, mevsim degisimi

ilik bir dus alip yeniden uyumaya calismadan once soylemek istedigim o kadar cok sey var ki
sadece birini birakiyorum buraya:

zaman cok cabuk geciyor ve insanlar haddinden fazla konusuyor.

Saturday 16 September 2017

inanilmaz ama gercek

kendimle gurur duyuyorum,
gercekligimden suphe yok

Friday 11 August 2017

simdi burada, bu ciziklerle dolu ucuz sandalyenin uzerinde oturuyor ve seni dusunmek icin zorluyorum kendimi. bu sandalyede benden sonra ve kediden, en cok oturan sendin. sirf sen rahat otur ve sikayet etme diye evdeki diger sandalyeye ben otururdum. diger sandalye pahali ama kirik gibiydi, gicirdardi. gordun mu, seni dusunemiyorum bile, sandalyeleri anlatmaya basliyorum, sanirim, cok uzgunum, seni sevemedim. nedenini anlamaya dahi calisamiyorum. dikkatim dagiliyor. senden baska her seyi ve herkesi dusunuyorum. her gun ve hergunun artik ayri yazililiyor olusu canimi cok sikiyor.

Thursday 3 August 2017

hicbir sey uzun surmuyor, buna alistim
cok seye alistim
ama hala sasirdigim ve alisamadigim seyler var
insan kendine surpriz yaptikca hayata tutunuyor galiba
simdi mesela desem ki iki bucuk senenin sonunda seni fark ettim
gozlerini devirir ve guler herhalde
deli miyim acaba olmayacak islere davetiye cikariyorum
nasil olabilir bu kadari da fazla resmen hoslaniyorum

Wednesday 14 June 2017

ne çok genç ne çok yaşlı

hayatımın en güzel günleri bunlar
sizi izleyerek geçirmemeliyim

Saturday 13 May 2017

hicbir gun gelmiyordu iyi haberi olan ve hicbir gun gecmiyordu iyi haberle doyuran. burada curumus bir halde oturuyoruz, hepimiz, gozlerimizi devirerek, elimizde kahveler kaldi bir tek, iciyoruz da iciyoruz.

Tuesday 9 May 2017

bunu söyleyeceğim için çok üzgünüm ama sanırım

durup nefes aldı. devam etmeye çalıştı, bir daha durdu. boğazını temizledi ve ondan hiç beklenmeyecek akışkanlıkta; "sanırım tahminizden önce büyümeye başladım ve emin olun bu sizin için iyi bir şey değil çünkü artık cevap vermem gereken sorular var ve bu sorulara vereceğim cevaplar hepinizin canını çok ama çok sıkacak. bundan böyle önemli olan benim ne istediğim. üzgünüm, son günlerde, aylarda garip bir negatifliğe takıldım ve içinden çıkamadığım bu negatiflik sizi de yordu. kimseyi suçlamaya bir niyetim yok, asla böyle bir şey yapmam. yanlış anlamayın ama keşke ben çıldırmış gibi sokaklarda gezerken ve kendimi unutmuşken, kendimi unuturken de sizi üzerken bana bir tokat atmanız gerekiyordu. şimdi ben size tokat atacağım. çünkü artık, ne istediğimi biliyorum. hem de çok iyi biliyorum."


Monday 8 May 2017

yazdan beri dolapta asılı duran takım elbisesini neredeyse bir sene sonra kuru temizlemeye verdim. sonra da kaldırıma çöküp ağladım. bu kadar çok sevdiğim bir insanı nasıl bu kadar kırabildim diye. her kuru temizlemenin önünden geçişimizde şakayla karışık "hala vermedin di mi kuru temizlemeye?" diye sorardı. eğer beni affederse dünyaları ona vereceğim.

Sunday 30 April 2017

internet arkeologu

BANA BUYUDUGUNDE INTERNET ARKEOLOGU OLACAGINI SOYLEDI.

TERK EDILMIS SERVER'LARIN DIPLERINDEKI DATALARI ORTAYA CIKARARAK UNUTULMUS/UNUTTURULMUS TARIHI AYDINLATACAGINI VE BUNUN COK ZOR OLACAGINI AMA DEGECEGINI

SOYLEDI

KULAGIMA FISILDADI

BEN UYURKEN

ZIFIRI KARANLIGIN KESKIN KOSESINDEN DONEREK UZAKLASTI SONRA

BUNU BURAYA YAZIYORUM

CUNKU BU, GERCEK OLACAK

Thursday 6 April 2017

şener ülkeyi terk ediyor; dönmemecesine olmasını umuyor.

dün v'nin doğum gününde kırıklık, çaresizlik, umut ve rahatlamaya bulanan yüzüne ve yanında oturan oğluna bakarken içimden yüzlerce kez "yolunuz açık olsun" dedim ve elbette yolları açık olacaktır. güzel amed'den new jersey'ye doğru bir eugenides romanı sanki. 

bu ülke en son ne zaman bu kadar çok sayıda insanını kaybetmişti ki! hep. hiçbir zaman çocuklarını çok sevmedi, öldürdü, itti, attı, yaktı, yıktı. 

Saturday 18 March 2017

nasil ozgurlestirici gereksiz olani dokmek ustunden. 30'umdan sonra ogrendigim en guzel sey. sirf gecsin diye zaman yasanir mi, ne sacma. suursuzca tukettigim zaman kenar kose kafelerinde ve evlerinde abuk subuk konusmalara dahil olmaya calismalarla. sacma sapan insan, esya. mekan ile. insan bir cumartesi gecesi butun o yuklere maruz kalmayinca anliyor degerini yalniz basina kalmayi beceremeyen insanlarin yasattigi zulumden kacip bambaska bir evrende huzur ve sukunetle durmanin. oh be. hicbir sey yuk olmamali ustunde kisinin. akip akip gitmeli. dans etmeli hepsi etrafta. yasasin. otuzlarimin ortasina yaklasirken hayatin, sevginin, gercegin kiymetini bilmenin degerini ya anliyorum ya da iste kendi kendime uyduruyorum. ne fark eder. koca dunya zaten tas gibi agir, tul gibi olmali insanin ustundeki, ucusan. zirhlara gerek yok. mis.

Tuesday 14 March 2017

alejandro jodorowsky'nin hayat icin onerileri

dun uyumadan once okudum ilk kez, "ihtiyacin olandan fazla uyuma ve yeme" diyordu jodo ve daha bir suru sey. bir suredir bu uyku mevzusunu dusunuyordum. bu sure yillari gecmis bile olabilir: uykuya cok zaman ayiriyorum. neredeyse bir gunumun ucte biri. ucte birinden fazlasi iste geciyor zaten ve bana hayat icin kalan bir avuc ici. avuc icinde yasamaya o kadar alistim ki. yapmam gerekenler, (dus, banyo, yuruyus gibi) disinda bana kalan sadece 0'dan biraz fazla vakti oluyordu ve o vakti de genelde endise ederek geciriyordum. her sabah annem arar beni 8'de. yillarin aliskanligi. ben ise uzum zamandir annem aramadan once kalkmaya calisirim ama basaramam. israrla saatim 7'ye kuruludur. dun, jodo'nun soylediklerine bakarken bugun icin istedigim sey icime yerlesmis olmali ki evet, annem aramadan once uyanabildim. bu sadece uyku ile ilgili de degil. hayat ile ilgili. bir turlu toparlayamadigim zihimle. surekli bahane bulmalarimla. ama hayir, hayat boyle bir sey degil ve bu olumsuzluk donguleri icerinde kosamam. meditasyon ya da yoga yapmak gibi spirituel acilimlarla ilgilenmedigimi bildigimden, bundan boyle daha cok hayatta kalabilmek icin kendi gerceklerime tutunmam gerekiyor. 

1. bunca yillik hayat tecrubesinden sonra zamanimi cok daha iyi kullanabilmeliyim. acilimi: daha az uyku, daha cok enerji.

2. yapmam gereken isleri en hizli ve en dogru sekilde yapmaliyim.

3. insanlara hic kulak asmamaliyim. insanlari sevmeye devam etmeliyim ama ciddiye almamaliyim.

- dunku olay her seyi acikliyor. bir gun oncesinden instagram icin bir video hazirlama karari almistik. isler kolay cozulsun diye f'yi de alarak n'nin yanina gittim. n, m'nin gorselleri hazirlamasi gerektigini soyledi, sonra zaten bir app'e koyacagiz ve bitecekti. m, her zamanki tembelligi ile aman tanrim, depresif ve pesimist, acayip bir tip, halbuki bu yeni baslangic sayesinde hayatinin sansini ele gecirdi ama cok surmez, eski kozasina doner yine. neyse m, butun gun sacma sapan isi salladi. sonra kendince bir seyler yapti. bu arada basimin etini yedi. "ben yaptim da, simdi gelecek degistirecek de" nasil bir bikkinlik ve tembellik. sonra f gormek istedi imajlari haliyle. m triplere girdi: "iste gordun mu? degistirmek istiyor!" m'nin ciddiye alinacaj bir tarafi yoktu, yapmasi gerektigini soyledim. f fotolari secti, imajlar hazirlandi. sonra n'nin yanina gitti. geri geldi. "n yapamayacagini soyluyor, yarina kalsa olur mu?' dedi, delirecektim. "hemen app'i yukluyorum, ne var onda ya sadece imajlar upload edilecek ve zaten app kendi kendine videoyu yapacak" dedim. m sessizce kalakaldi. sonra n geldi." aa yaptim falan fisman." kiz da tatli bir kiz, trip atmayacagini biliyorum ki trip atacak bir mevzu yok. cunku yaptigi bir is yok. telefonunun bir kac tusuna basmak disinda. neyse yukledik vs. sonra bugun dijital grubunda yazismalara bakiyorum. "x'lerin videosu cok guzel oldu, lutfen rt ededim." n ne yazsa begenirsin: " m ile birlikte yaptik, gulen surat." gercekten dedim, bu kadari da olamaz, hicbir sey yapmayip nemalanmak. m'nin butun gunku olumsuzluklari vs. insanoglu boyle iste. bu kadar basit ve sacma. bu yuzden bu asla ve asla bu tip ilkelliklere karsi asiri yorumda bulunarak zamanimi kaybetmemem gerektigini ogrenmeliyim. benim derdim bu. bundan kurtulmaliyim. yargilama yok ama farkindalik var.

4. yapmam gereken isi en dogru sekilde yapmaliyim, baskalarinin hatalarini ortmek icin canla basla calismamaliyim. birak kopacaksa kopsun.

5. surekli not almam gereken o defteri hep yanimda tutmaliyim.

6. jodo'nun dedigi gibi her animda ne hissettigimi, ne dusundugumu, ne oldugunu bilmeliyim ama kendimle obsessed olmamaliyim.

aslinda dahasi da var.

ama bugunluk kerouac ile bitirebilirim bugunluk.

"asla kendi evinin disinda sarhos olma"

Thursday 9 March 2017

telefoncular sokagindaki tas



benim ya da senin, herhangi bir tek kisinin tasiyamayacagi agirlikta/buyuklukte bir tas. bir cocuga gore belki de bir kaya parcasi. havalar nemlendikce ve yagmurlar arttikca yosun bagliyor, yeseriyor; havalar isinmaya basladikca kuruyor ve hepimizin bildigi tas rengine geri donuyor. gri, neredeyse kusursuz bir kup gibi. pangalti'nin en islek ara sokaklarindan birinde on yillardir duruyor. sokak esnafinin soyledigine gore bu tas en az 30 yildir telekom binasinin dibinde durmakta. bir ara tasin ayaklanip sokakta gezindigi rivayet edilmis. sonra mezarligin hemen yanindaki kiyafet satan dukkandan komik genclerin bu rivayeti yaydigi ve her gece icip tasi tasidiklari ortaya cikmis. sokak ahalisi bu olayin uzerine oylama yapmis ve tasin yerinin sabit olmasi konusunda hemfikir olmus. sizin yerinizde olsam hic usenmem ve telefoncular sokagindaki bu tasi arar, bulur, gorurdum. sonra belki bu tas hakkinda konusmak icin bulusurduk.