Tuesday 6 June 2023

annemin incecik yüzüğü parmağından düşmüş, halının altına yuvarlanmış, onu fark ediyorum. annem yüzüğünü bana veriyor, pırlanta. diğer yüzüğünü de veriyor hatta. iki elimde birer anne yüzüğü, pırlanta, pembeye evrik bi renk, altın ama pırlanta. parmaklarımda. odanın bir cephesi silivri taraflarında denize bakıyor, deniz sığ, upuzun bir yarık görüyorum, gölgemsi fay hattı. evin altından fay hattı geçiyormuş ama evin penceresi ile köhne odası arasında sokak gibi bir geçit var, saman süpürge detayı. ılık rüzgarlarla onu özlüyorum işte o sokakta ve çok öfkeleniyorum; nasıl bırakır beni bir başıma o güçlü kadının karşısında. her şeyi var o kadının, seni var en başta. seni var. bu düşünce beni daha da öfkelendiriyor. biz seninle binbir türlü unsuru yan yana getirmemiş miydik şans eserinde. ne kadar güzel buluşturmuştu dünya bizi anadolu'nun orta yerinde. ne kadar aptalım ki beni hiçbir yerin ortasında sarmalamana izin verdim. suretim yüzünden silindikçe acın derinleşsindir tek dileğim.