Sunday 14 June 2020

belki de dibin dibi yoktur. bilmiyorum, fazlaca hızlı geçiyor zaman, daha hızlı dönüyormuş gibi, gündüz ve gece arasında mesafe kalmadı, bir göz kırpışı yetiyor. bir gram gerçek bulsam peşinden koşarak gideceğim, çok zor. tahtalara oturmuş yokuş aşağı kayan çocuklar dışında ne gerçekti emin değilim. kalbimi sökmüşler içeriden gıdıklıyorlarmış gibi, bazen durduk yere bir heyecan basıyor, o kadar. gençken gelecek vardı gidilmesi gereken, şimdi ne var, bak işte onu da bilmiyorum. nasıl kazıdılar ruhumuzu. böyle yapıyorlar işte insana. sersem gibi kalıyorsun acıların ve kötülüklerin arasında. şaşkın. ürkek. alay ediyorlar, göz deviriyorlar, bir gülümsemelik sevinç bulduğunda üstüne atlıyorlar, ümüğünü sıkıyorlar. şakası kalmadı, her şeyden sıyrılmak lazım. öyle şehir hayatından sıkıldığını sanan salak orta sınıf gibi değil de gerçekten sadece ve sadece kendinle bir köye gitmek, her şeyi ellerinde baştan yapmak lazım. yoldaşın varsa ne ala. bu zamanın içinde bize yer yokmuş ya en çok da ona gülüyorum.

No comments:

Post a Comment