Thursday 18 July 2013

suşi

aşil tendorumdaki  kedi
pıt pıt
pıt
pıt pıt pıt
pıt pıt pıt pıt
yan odaya geçti

belki şimdi biraz daha rahat uyurum. kedinin suçu yok. sıcak burası.
ah ama kedi yüzünden. camları kapatıyorlar kedi atlamasın ve ölmesin diye.

bu koltukta uyumaya başlayalı çok olmadı. bu üçüncü gece.
yalnız bırakmıyorlar sağolsunlar.
çünkü biliyorlar ki üzgün insanlar yalnız kaldıklarında daha da çok üzülürler.

yeni arkadaş, yeni arkadaşın yeni evlendiği kocası ile iki beyaz bir kırmızı şişe şarap içip glasnost ve perestroika konuşarak tüketilen bir yaz gecesinden fazlası.

beni bilirsin ben yalnız kalmaları severdim.
sonra öyle değilmiş.

bir süredir her şey olması gerektiği yerde değil.
hep aynı döngü. önce çok üzülüyorum. sonra kızıyorum. sonra geçiyor.
çok alışıldık şeyler bunlar bunlar diyorum.
geçiyor.
ulrike'ye selam.

ertesi sabah ölmeyi düşünüyorum her zamanki gibi.
her mutsuz oluşumda ölmeyi düşünürüm ben de herkes gibi.

kedi geliyor
pıt pıt pıt

bak kedi, 30 yaşıma geldim.
hayatla başa çıkmayı öğrenemedim. 

No comments:

Post a Comment