Sunday 13 May 2012

b.b.n.n.

bugun anneler gunu. bizim ailede gelenektir. her anneler gununde once anne, sonra babaanne, akabinde anne yarisi teyze, ardindan ise penisi olmadigi icin baba yarisi olamayan hala ve amca kontenjanindan yenge sirasi ile aranir. her sene de ayni muhabbetler doner, maksat hatirlamak iste: dairisi senin basina kizimlarin ardi arkasi kesilmez. fakat bu anneler gununde babaannem beni ciddi bir anlamda ters koseye yatirdi. nasil hissetmem gerektigini cozemedim. kendimi, pazar gunu olmasi itibariyle bos olacagini bildigim mahmutpasa etrafindaki daracik sokaklara atip mahler dinleyerek izdirap cekmeye adadim. biraz fazla agladim, regl sagolsun. ayda bir sular seller, babaannenin 'zaten bu kadar yasamayi da beklemiyordum. cok bile yasadim' lafi kulaklarimda cinladi durdu. aglamaktan olmek istedim. ama istanbul'da hicbir sokak o kadar bos olamayacagi icin yutkunarak aglamami icime attim. bir ara yaslica bir adam yanima yaklasarak, guzel kokuyorsun dedi, kosarak eve dondum. uyumusum.

elli yildir ilaclarla ayakta duruyorum, biktim, dedi. babaannem cok genc yasindan beri hasta hasta yasadi. zor bir hayati olmus, o yuzden. simdi de oluyorum, yeter artik zaten, olmek istiyorum diyor. yapma, etme, eyleme bile diyemedim, asiri inatcidir. boyle dedigine gore bir bildigi de vardir. peki ben ne yapicam o zaman? en son sevgilim terk ettiginde hickira hickira aglamistim, yine oyle mi aglayacagim. ne yapacagim bana soylesenize.

cok ufak oldugum gunlerden birinde, uzaktan kuzenlerimden murat'in babaannesi olmustu. cenazesi evde, murat da babaannesini cok severmis. oldugu zaman babaannesinin sacindan bir tutam kesmis ve yaninda goturmus. babaannemin henuz dort yasimdayken bana bunu anlatmisti. etrafta irili ifakli bir suru kadin vardi. bir saga bir sola sallaniyorlardi. cenaze evleri o gunden beri beni bunaltir.






No comments:

Post a Comment