Monday 11 June 2012

sendromlarim

bu sabah da her zamanki gibi geleneksel pazartesi sendromumu yasadim. ofise gitmemek icin yapmadigim halt kalmadi ama neticede gorece gec bir vakit olsa bile yine ofiste idim ve her zamanki depresyon sarkimi dinlemeye koyulmustum. t tatile gittigi icin yalniz basima daha da depresmistim.
klasiktir,
her pazartesi emekliligime ne kadar kaldigini dusunur, etrafimdaki yasli insanlara bakarak OMG derim. bugun de dedim ve fakat bugun bir de AMK ekledim arkasina zira bizim ofisteki yaslisi genci hepsi hayatindan memnun resmen. gencler tarz ve hirs yapmis, yaslilar yaslari vesilesi ile sahip olduklari makamdan memnunlar, bir kac yil daha cepleri doldururlar. AMK. ve hatta DABIL AMK.
bir benim o masada otururken hayati, gelecek gunleri, gidemedigi tatillerI, kopek gibi calistigi icin diger seylere ayiracagi vakitleri olmayan. sonra cok uzuldum, orton'u aradim. kahve icmeye gittik. arnavutkoy'e yuruduk. orada cekim icin bir eve bakmam gerekiyordu ve ne guzel bir semtimdi. sonra eve baktim, bu evi bana versene ya diycektim ev sahibi kadina. utandigim icin evin girisinde duran garip kirmizi heykelin kulagina fisildadim: abi baska isin yok mu burda dikilmissin dedim heykele. ev sahibi kadin duydu galiba. cok utandim. eve dondum. simdi de sali sendromuma hazirlaniyorum.

No comments:

Post a Comment