Friday 29 June 2012

teyze ve amca yanyana, makineden camasirlari bosalttilar bir sure. deniz suyu bozmuyor mu makineyi sorularim askida kaldi, gerceklerle yuzlestim: "eskiden dunya aslinda bir dagmis ve bu dag cok buyukmus, cani sikilan insanlar durup dururken onu ikiye bolmus, parcalarini denize dokmus, ustunde tepinmisler gece gunduz. deniz dram yasamis, sabrin sonu selamettire varamamis, belki giderler demis ama gitmemisler. ne yapacagini kestiremeyen deniz alttan alta calkalanmis da durmus ve bir anda gozu donmus, ustune dokulen her seyi yutmus. insanlar cil yavrusu misali dort bir yana kosusturmus. lanetli burasi demisler, dagin diger tarafina gitmisler. fakat gittikleri yerde butun korkuncluklarina devam etmekten vazgecmemisler. bulduklari her delige girmisler. sevmeyi bilememisler. sevgisizlikten olenler olmus tabi. bu esnada cok garip bir tarikat kurulmus. isbu tarikata inananlar, her gece saatler 2'ye geldiginde yuzlerce isigin kesistigi o noktada bulusurmus. burada sessizce beklerler, ertesi gun varolabilecekleri enerjiyi yuklenirlermis. durumu fark edenler, tarikattakilerin gozlerini oymaya baslamis. sevdiklerine tecavuz etmis, evlerine sinyaller yollamis. tarikat mensuplarinin cogu delirmis. bazilari intihar etmis. dunya gorebilecegi en buyuk karanliga girmis. aydan baktiginda gorulemez bir halde, galaksinin icindeki en berbat seye donusmus. asirlar gecmis. kotuluk seviye atlamis, dogar dogmaz olen bebeklerden motifler yapilmis. taa ki, bir gun bu motiflerin yer aldigi muzedeki olu bebeklerin hepsi bir anda aglamaya baslayana kadar. o kadar cok aglamislar ki, cikardiklari ses herkesi sagir etmis. her seyi denemis insanlar, muzeyi yakmislar, olu bebekleri teker teker asmislar, ama nafile. kotuler sagir olunca dengeler degismis. olu bebekler iktidara gelmis. daha cok olu bebek daha guclu olmak demekmis. iyilerin hepsi kotuler gitsin diye olu bebekler dogurmus. bir cok anne kendini feda etmis. olu bebekler ancak kotu insanlari zindanlara tiktiginda susmus. cok uzun bir yolculuk baslamis. tarikata inananlarin sayisi artmis, yuz yil sonra hafif hafif varligini hissettiren isik kendini tam olarak yeniden gosterdiginde, dunyanin diger yarisina yolculuk baslamis. kabus dolu diger dunyayi unutmak icin senelerce yurumusler. bir zamanlar kotu insanlarin mahvetmeye calistigi deniz kenarina geldiklerinde huzura ermisler."

No comments:

Post a Comment