Monday 16 December 2013

durumlar, diyarlar ve kardan paranoyalar

her sabah ayni saatte uyanamaz. her sabah o alarm calar. eskiden hizla evden cikardi. artik cikamaz. once bir kahve icmesi lazim. bir de tutun sarmasi. muzik dinlemek zaten allahin emri. oldu mu sana yine cok gec. sonra da kostur dur pislikle birlikte yagan yagmurun altinda. her defasinda o bos durakla karsilasiyor bir de. bir kere de otobusu beklemesi gerekmese hic fena olmazdi. otobusun ici de sokaktan farksiz. semsiyelerden damlayan yagmurlar, ayakkabilarin altindan akan camurlar her yerde. ve o kadife koltuklar neden islakmis gibi davranir butun kis. cama yapisan insan nefesi akmis diye dusunur. oturmasa daha iyi. fakat bu sehirde soforler cok agresif. butun ic organlarin yer degistiriyor ayaktaysan. savruluyorsun. orta kapinin iki yanindaki sari direklerde striptiz bizim isimiz. basbakan mi gelmis yine koskune, bu trafik omrumuzu yedi muhabbetleri esliginde doner kapida sira bekler. bir bolmeye iki kisi sigiyor. icinden su kapiyi da bir sabah tek basima gecsem hisleri. guvenlik gorevlisi ile gozgoze gelmeden x-ray'den gecer cantasi. asansorde gobekler arasinda. masa basi. tatminsiz suratlar. kara kis. bu kis olmek gerek.

No comments:

Post a Comment