Monday 2 June 2014

yağmurun bir daha asla durmayacağını söylüyorlar. tam dört gün oldu yağmurun hırsla yağmaya başlaması. o gün de ofisteydik. o gün de derginin işlerini bitirmemiz gerekiyordu. hala ofisteyiz. yağmur deli gibi yağmaktan vazgeçseydi bile eve gitmeyecektik aslında. ama şimdi istesek de eve gidemiyoruz çünkü bütün şehir sular altında. milyonlarca insanın evini sel basmış. bizim bina bile sızdırmaya başladıysa o dandik evlerde yaşayan insanlar ne yapıyordur diye düşünmek istemiyoruz hiçbirimiz. dehşetle camdan dışarı asfaltı dahi yamultmaya başlayan yağmur tanelerini izliyoruz. bir yandan da haberleri dinliyoruz. ölü sayısı gittikçe artıyormuş. kurtarma ekipleri canla başla çalışıyor. askeriye bile devreye girmiş. işin ilginç tarafı yağmurun sadece buraya yağması. diğer şehirlerde de aynı şiddetle ama yarım saat yağıp duruyormuş.

zeynep üflemeye devam etti. "evime gitmek istiyorum artık!" dedi. "bir evim kaldıysa tabii ki. yatağımı özledim."

kimsenin zeynep'in huysuzluklarını ve şikayetkerini dinleyecek hali yoktu. hayatı şikayet etmek üstüne kurulmuş bir insan olmasaydı şayet belki bugün idare edebilirlerdi kendisi ama bugün.............

No comments:

Post a Comment