Wednesday 18 January 2012

cok uzuntulu bir gundu

dun eve nasil gittigimi hatirlamadigimi fark ettigim anda doctor who izliyorduk. mutlaka yuruyerek donmustum eve, hep ayni yollari gecerek, ama o yollari hep nasil geciyor oldugumu o kadar guzel unuttum ki. bir beynim yoktu adeta. bundan sonra da olmayacakti.
cunku dun cok uzuldum. yasadigim ulkeden ve o ulke birlikte yasadigim insanlardan nefret etmemek icin kac kere yutkundum hatirlamiyorum. bence bu yutkuntular esnasinda beynim daha fazla zarar gormemek icin kendini kilitledi. hrant dink'i oldurmekten yorulmadilar. butun bu kotu insanlarla ve onlarin kotu hucreleriyle yasamak ne kadar zor. insanin caresizlikten aglamasi kacinilmaz. elimi kolumu nereye koyacagimi bilemedim. yer yarilsa da yerin dibine gecseydim.
doctor who'nun dunku bolumu olan the hungry earth iste bu noktada devreye girdi. doctor, amy ve rory galler'in bir koyune gitmisti. orada da elbette garip seyler oluyordu. birden yer yarildi ve amy icine girdi. :( sonra anlasildi ki megersem insanlardan once dunyada yasayan bir grup earthlien, yerin altinda bir medeniyet kurmus, dunyayi ape'lerden yani insanlardan kurtarmaya calisiyormus. bence de dunyayi insanlardan kurtarmak cok iyi bir fikir. nasil cogu bu kadar kotu olabiliyor anlamiyorum ki.
bu noktada doctor who'nun insanlarin ve dunyanin basini surekli beladan kurtarmasini hos karsilamiyorum.
ben doctor who olsam uzaylilarla ugrasacagima, ya iyi insanlarin rahatca yasamasina izin verirdim ya da kotu insanlarla mucadele ederdim, gibi bebek aklina mahsus cumleler kurmaktan da utanc duymuyorum.
yarin kac kisiyiz gorecegiz. hrant dink'te.

No comments:

Post a Comment