Thursday 26 January 2012

happythankyoumoreplease

her gun iki film izleyerek zibardigim su gunlerde izledigim 2010 yapımı josh radnor yani how i met your mother'in ted'inin yazip yonettigi happythankyoumoreplease isimli cicicicicicici filmi izledidigimi ve hatta izleyip de sevdigimi belirtmek istiyorum. cok fazla amerikan bir hissiyatla yapilmis ve hatta zaman zaman kliseye kacan yorumlarina ragmen, new york'ta yasan bir grup arkadasin dertleri tasalari bize senlik oldu. bir diger izledigim film ise yine very american the family tree. yine bir garip suburb ailesi hikayesi. yine cok garip olaylar. ama izleniyor mu izleniyor. ve simdi huzurlarinizda, can yayinlarindan cancislerimin yolladigi kitaplardan kolera gunlerinde ask. kucukken okudugum dunya klasiklerinin inceltilmemis, cevirmenin cani sikildigi icin bazi bolumlerini koymadigi versiyonundan sonra, sadan karadeniz'in muhtesem cevirisini elbette okumaliydim. insanlarin bu ve bu gibi kitaplari okumamasini cok uzucu buluyorum. ama rem grubundan micheal stripe'in da soyledigi uzere belki okumak da overrated'tir. yine de "kacinilmaz bir seydi: acibadem kokusu ona mutsuz asklarin yazgisini animsatirdi hep." diye baslayan bir kitabi nasil sikici bulabilirler ki diye sormadan edemiyorum. en fenasi da, sevgili arkadaslarimin bu kitaplara kucumseyerek bakmasi. sizi kiniyorum arkadaslar, ve laflar hazirladim. ask ve gurur, ugultulu tepeler, jane eyre, anna karenina okumayip nasil asik oldugunuzu iddia ediyorsunuz. kendinize iyi bakin arkadaslar. seker gibi bir gun batiminda sacma sapan konusmaya devam.

No comments:

Post a Comment